İngilizce bilen çok, konuşan yok!
"Artık İngilizce bilmeyen mi kaldı?"
"Bu devirde İngilizce tek başına yeterli değil, ikinci bir yabancı dil de şart."
"Benim İngilizcem iyi ya, sadece biraz pratik eksiğim var."
Bunlar gündelik hayatta İngilizceye dair sıkça duyduğumuz ve aslında pek de gerçekçi olmayan ifadelerden birkaçı. Nasıl yani diyebilirsiniz. Şöyle ki:
Evet Türkiye'de İngilizce bilmeyen kaldı; hatta bilenler bilmeyenlerin yanında çok ciddi bir azınlık. Neden böyle diyorum? Çünkü "İngilizce bilme" kavramını, sadece okuduğunu ve duyduğunu büyük oranda anlama olarak yorumlamak bence büyük yanlış. Bir dili biliyorsanız o dilde rahatlıkla iletişim kurabilmeli, akıcı bir şekilde konuşabilmeli ve yazabilmelisiniz. O dilde düşüncelere dalıp kafanızda planlar yapabilmesiniz. Bunun dışında kalan durumları ben "bilmek"ten saymıyorum doğrusu.
"Artık İngilizce bilmeyen mi kaldı?"
"Bu devirde İngilizce tek başına yeterli değil, ikinci bir yabancı dil de şart."
"Benim İngilizcem iyi ya, sadece biraz pratik eksiğim var."
Bunlar gündelik hayatta İngilizceye dair sıkça duyduğumuz ve aslında pek de gerçekçi olmayan ifadelerden birkaçı. Nasıl yani diyebilirsiniz. Şöyle ki:
Evet Türkiye'de İngilizce bilmeyen kaldı; hatta bilenler bilmeyenlerin yanında çok ciddi bir azınlık. Neden böyle diyorum? Çünkü "İngilizce bilme" kavramını, sadece okuduğunu ve duyduğunu büyük oranda anlama olarak yorumlamak bence büyük yanlış. Bir dili biliyorsanız o dilde rahatlıkla iletişim kurabilmeli, akıcı bir şekilde konuşabilmeli ve yazabilmelisiniz. O dilde düşüncelere dalıp kafanızda planlar yapabilmesiniz. Bunun dışında kalan durumları ben "bilmek"ten saymıyorum doğrusu.